Kemal Kılıçdaroğlu: Saray Hükümeti Tufanı Yine Kaçıracak.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Saray hükümeti yine selden kurtulacak. Ekonomide işlediği bütün günahların faturasını milletin omuzlarına yükleyecek. 2024’te hedeflenen enflasyon yüzde 33 ama bir yandan da Hedefledikleri vergi tahsilatı artışı ise yüzde 73. OVP’ye göre vatandaşın vergi yükü çok ciddi oranda artacak.” .Bütün bu yıkıma sebep olanların şimdi çıkıp ‘sorun ekonomik değil psikolojik’ demeleri siyasetin değil, en iyi ihtimalle tıbbın meselesidir. Sonuçta kendilerini ‘iktisatçı’ sanıp, ‘neden faiz, sonuç enflasyon’ diyorlar ve boş yere ülkeyi mahvetmeye çalışıyorlar. “Bu yıkımın başka açıklaması olamaz” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün açıklanan yeni Orta Vadeli Programa X (Twitter) hesabından yaptığı paylaşımla tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu’nun bu akşamki açıklamaları şöyle:
“Sonunda önümüzdeki üç yılı (2024-2026) kapsayan Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Ama yine ‘dağ fare doğurdu.’ Bir ekonomik programın başarısı, programın ‘teknik kalitesine’, ‘uygulayıcıların liyakati’ne ve ‘siyasi sahiplenme’ye bağlıdır. Son ikisinden başlarsak uygulayıcıların durumu ortada… 2011 yılında Cumhuriyetimizin 100. yılı için 2023 yılında sözler verdiler. Türkiye ilk 10 ekonomi arasında yer alacak. Gelir kişi başına 2 trilyon dolar olacak. Kişi geliri 25 bin dolar, ihracat 500 milyar dolar olacak, işsizlik yüzde 5’e düşecek.
“AYNI SİYASİ İRADEYLE GETİRİLEN OVP’YE GÖRE TÜRKİYE, İLK 10 EKONOMİDEN UZAK DURMAYA DEVAM EDECEK AMA DÜNYA ENFLASYON ŞAMPİYONLARI LİGİNDE OYNAYACAK”
Bunları da devletin 10. Kalkınma Planı’nda resmi amaç olarak yazmışlar. Artık 2026 yılına kadar getirdikleri OVP ile bu hedeflerin yanına bile yaklaşamıyorlar. Ama OVP’de 2023 hedeflerinin neden tutturulamadığı konusunda tek bir açıklama yapmıyorlar; Milletten özür dilemiyorlar. Çünkü 2023 hedeflerine sahip çıkan samimi bir siyasi irade hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Tıpkı siyasi iradenin getirdiği OVP gibi Türkiye; İlk 10 ekonomiden uzak kalacak ancak dünya enflasyon şampiyonları liginde oynamaya devam edecek.
“OVP’DEKİ BU BÜYÜME VE ENFLASYON HEDEFLERİNE, ANCAK İÇ TALEBİN ÖNEMLİ BİR BASKI VE DIŞ TALEPTEN BÜYÜMEYE ÖNEMLİ BİR KATKI SAĞLAMASIYLA BİRLİKTE GERÇEKLEŞMESİ MÜMKÜNDÜR.”
OVP’nin teknik yönüne gelince, açıklanması gereken ciddi sorunlar da var. Saray Hükümeti önümüzdeki üç yıl içinde, ‘Türkiye’nin potansiyel büyümesinden fazla taviz vermeden enflasyonu üç yılda yüzde 65’ten yüzde 8,5’e düşüreceğim’ sözünü veriyor. Peki bunu nasıl yapacak? OVP’deki bu büyüme ve enflasyon hedeflerinin bir arada yakalanabilmesi ancak iç talebin ciddi anlamda baskılanması ve dış talebin büyümeye ciddi katkı sağlamasıyla mümkün olabilir. 2024 yılında yurt içi talebin büyümeye katkısının 2023 yılına göre yarı yarıya azalacağı anlaşılmaktadır.
“YEREL SEÇİMLERDEN SONRA YÜKSEK FAİZ VE VERGİ YÜKÜ YOLUNDA”
Perşembe gününün gelişi Çarşamba gününden itibaren belli oluyor. Yerel seçimlerden sonra yüksek faiz ve vergi yükleri kapıda. Öte yandan OVP’ye göre önümüzdeki üç yılda net ihracatın büyümeye katkısı son derece sınırlı. Yani önümüzdeki üç yıldaki büyüme iç talep kaynaklı olacak. Peki bu büyüme kompozisyonuyla enflasyon nasıl tek haneye düşecek?
“OVP’YE GÖRE AMERİKAN DOLARI 2024 YILINDA TL KARŞISINDA YÜZDE 54 DEĞER KAZANACAK. BÖYLECE TL PUL OLMAYA DEVAM EDECEK”
Enflasyon hedefleri OVP’nin dolar kuru tahminleriyle uyumlu değil. OVP’ye göre 2024 yılında ABD Doları TL karşısında yüzde 54 değer kazanacak. Yani TL para olmaya devam edecek. TL’nin değeri düşerken enflasyon yüzde 65’ten yüzde 33’e nasıl düşecek?
“SARAY YÖNETİMİ YENİDEN selDEN KAÇACAK. EKONOMİYE İŞLEDİĞİ TÜM GÜNAHLARIN SORUMLULUĞUNU MİLLETİN SIRTINA YÜKLEYECEK”
Saray hükümetinin selden dolayı kütükleri yine tükenecek. Ekonomide işlediği bütün günahların faturasını millete yükleyecektir. 2024 yılında hedeflenen enflasyon yüzde 33 ama diğer yandan hedefledikleri vergi tahsilatı artışı da yüzde 73. OVP ile karşılaştırıldığında vatandaşın vergi yükü inanılmaz derecede artacak. Tüm uyarılarımıza rağmen OVP’de Döviz Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasından çıkışa yönelik önemli bir strateji ortaya konulmadı.
“2023’TE YÜZDE 108 ORANINDA ARTAN BÜTÇE FAİZ ÖDEMELERİ, 2024’TE YÜZDE 94 ORANINDA ARTACAK”
Bugüne kadar KKM’nin bütçeye ve TCMB’ye yükü 900 milyar lirayı aştı. Devletin 2024 yılında bütçeden yapacağı yatırım harcamalarının 788 milyar lira olduğu dikkate alındığında KKM’nin getirdiği yük ve tahribat daha iyi anlaşılabilir. ‘KKM olmasaydı bütçenin faiz yükü ne olurdu?’ Bunu söyleyenlerin OVP’de faiz harcamalarındaki patlamaya da bakması gerekiyor. 2023 yılında yüzde 108 artan bütçenin faiz ödemeleri 2024 yılında yüzde 94 oranında artacak.
“Ne olursa olsun, KENDİLERİNİ ‘EKONOMİST’ OLMADIKLARINDA ‘EKONOMİST’ zannetmelerinin, ‘SEBEP FAİZ, SONUÇ ENFLASYON’ DİYORUZ DİYORUM, ÜLKEYİ BOŞU BOYUNCA harabeye çevirmelerinin BAŞKA BİR AÇIKLAMASI YOK”
Bütün bu yıkıma sebep olanların şimdi çıkıp ‘sorun ekonomik değil psikolojik’ demeleri siyasetin değil, en fazla tıbbın meselesidir. Zaten ekonomist olmadığı halde kendini ‘ekonomist’ sanıp, ‘neden faiz, sonuç enflasyon’ diyerek ülkeyi boş yere mahvetmenin başka açıklaması olamaz.”